“İçinde
Yaşadığım Deri” (La Piel Que Habito) konusunu bilmeden, yönetmeni Pedro Almadovar için tercih ettiğim ve izlediğim
diğer filmleri (Konuş Onunla, Volver, Yüksek Topuklar...) gibi kesinlikle
pişman olmadan tam aksine heyecan, gerilim ve hayranlıkla izlediğim bir film.
Thierry Jonquet’in “Tarantula”
romanından uyarlanan filmde Almadovar insan varlığının, sınırı olan teninin üzerine geçirilmiş plastik bir deriyle sahte bir bene dönüşüp dönüşmeyeceğini, cinsiyet değişse de "ben" denilen kavramın varlığını koruyup koruyamayacağını test ediyor. Ve genellikle tüm filmlerinde vurguladığı
cinsiyet kavramını bu defa cinsiyetler arası geçişe taşıyıp farklı bir boyut
kazandırıyor. Bu farklı boyuta geçişi de Antonia Banderas’ın muhteşem
oyunculuğu ve Elena Anaya’nin çarpıcı güzelliği ile birleştiriyor. Ve tabi
Buika’nın eşsiz sesi. Filmde hiç habersiz karşıma çıkınca mutluluğu ve heyecanı
yaşattı bana .Böylece “İçinde Yaşadığım Deri” Buika ile daha da özel oldu benim
için. Siz de bu özel andan mahrum kalmayın istedim :
Şimdi
filmi özetlemeden duramayacağım eğer ben izlemeden hakkında fikir sahibi olmam
diyorsanız devamanı şimdilik okumayın derim, ama filmi izledikten sonra mutlaka
okuyun ki hem fikir miyiz bi bakalım.
Film
başlangıçında bir malikanenin içinde tek bir odada yaşamaya mahkum olan fakat
hayatını yoga, pilates ile huzura kavuşturmayı başaran Vera (Elena Anaya)
çıkıyor karşımıza, sonrasında da Vera’nın derisi üzerinde deneyler,
operasyonlar yapan Dr. Robert (Antonia Banderas). Robert Vera’yı yaptığı deney
için kobay olarak kullanmakta ve evinde tutmaktadır. Evi ise sıradan bi ev
olmayıp ameliyathaneden, laboratuvara kadar bir çok olanağa sahiptir. Bir de evden ve Vera’dan sorumlu
Marilia var tanıştığımız. Marilia Vera
ile iletişimini aynı ev içinde olmalarına rağmen kameralar ve telefonla
sağlayıp onun ihtiyaçlarını karşılıyor. Öyle ki Vera’nın yemeği bile odasında
bulunan bir asansör ile yollanıyor. Başta bunların Vera’nın derisini koruma
amaçlı olduğu düşünülürken aslında işin deneylerden, sağlıktan, tıptan çok daha
farklı boyutlarda olduğunu anlamamız biraz zaman alıyor. Bu arada Vera’nın kendisine giymesi için verilen elbiseleri
kestiğini ve Dr. Robert’ın onu, sürekli yatak odasındaki dev ekranından
izlediğini görüyoruz. Robert ekrandan izlemenin yanısıra Vera’yı kontrol için
odasına gittiği zamanlarda da Vera Robert’a yaklaşmaya çalışıyor. Artık odadan
çıkıp onunla birlikte yaşamak istediğini söylüyor. Bu, izleyen herkese
aralarında duygusal bi bağ olduğunu düşündürtmeye yetiyor. Fakat bu
duygusallıktan çok farklı, bir intikam bağıdır her iki taraf içinde.
Derken
Robert’ın evde olmadığı bir gün Marilia’nın kaçak olan oğlu geliyor malikaneye.
Ve gelişen olaylar neticesinde annesini bağlayıp Vera’nın odasına çıkıp ve
onunla ilişkiye giriyor. Fakat onu Robert’ın eski karısı zannederek, Robert’ın
eski karısını estetikle bu hale getirdiğini düşünerek. Tam bu esnada eve gelen
Robert adamı öldürüyor. O cesedi imha ederken biz Marilia’nın Vera’ya
anllatıklarından öğreniyoruz ki Robert da aslında Marilia’nın oğludur fakar
bunu Robert kendisi de bilmemektedir. Yani Robert’ın öldürdüğü adam aslında
kardeşidir. Bu detay bana pek önemli gelmezken asıl önemli olan Robert’ın eski
karısının bu adamla birlikte kaçmış olması ve kaçarken kaza geçirip yanarak
tanınmayacak hale gelmesidir.
İşte
buraya kadar sıradan film kurgularını andıran senaryo birden farklılaşıyor ve
heyecanlandırmaya başlıyor. Yapılan geri
dönüşle, Robert kazadan kurtardığı karısını evde tedavi etmeye başlıyor. Fakat
durum o kadar vahim ki karısının kendisini görmemesi için evde vampirler gibi
karanlıkta yaşam başlıyor, aynalar kaldırılıyor. Bir gün, filmin kaderini
belirleyen ve o sahnede tanıştığmız Robert’ın kızı Norma ,bahçede oyun oynarken
annesinin kendisine öğrettiği şarkıyı söylüyor.
Bunu duyan annesi de bahçeye bakmak için perdeyi açıyor, camdaki yansımasından
tanınmayacak haldeki yüzünü ve bedenini görüp balkondan atlıyor ve ölüyor.
Malesef ki kızı da tüm olanlara şahit olduğu için psikolojisi bozuluyor.
Burdan
sonra film, başlangıçtaki zamandan 6 yıl önceye dönüyor. Robert ve kızı Norma
bir partide çıkıyor karşımıza. Robert o gece kızının eve gitmek istemeden
ordaki gençlerle birlikte olmasından mutlu oluyor. Derken kızı ve arkadaşları
ortadan kayboluyor ve artık ikinci bölüm
başlıyor. İlerleyen saatlerde bahçeye kızını aramaya çıkan Robert önce çalılıkların
arasında sevişen gençleri, sonra motorla giden bir genci görüyor ve sonunda
kızını, tecavüze uğramış bir halde buluyor. Fakat artık kızı tamamıyle
psikolojik dengesini kaybediyor. Ve bir klinikte babasını bile tanımayacak
halde tedavi görmeye başlıyor. Fakat çok geçmeden o da annesi gibi camdan
atlayarak ölüyor.
Bu
arada kızının çevresinde gelişen olaylar yoğunluk kazanırken konu Vera’ya nasıl
bağlanacak diye düşünmeye başlıyorum. Fakat Vera olayların baş kahramanıymış da
haberimiz yokmuş. Tam bunu düşünürken başka bi sahne daha giriyor araya. Kadın
elbiseleri satan bir mağaza, madde bağımlısı bir genç adam, annesi ve orda
çalışan eşcinsel bir kız. İşte genç adam parti gecesi Robert’ın kızına tecavüz
edenin ta kendisi aynı zaman da Vera’nın da ta kendisi! Şöyle ki Robert kızının
ölümünden sonra kızına tecavüz eden genci kaçırıyor ve cinsiyetini
değiştiriyor. 6 yıl boyunca Robert’ın gercekleştirdiği operasyonlar sonucunda
da Vera artık yeni bir cinsiyete, yeni bir tene, yeni bir deriye bürünüyor. Ama
yeni bir benliğe asla...
Buraya
kadar Robert’ın intikam düşüncesiyle bunları yapmış olduğunu düşünülürken kendi
elleriyle yeni bir cinsiyet kazandırdığı Vera ile ilişkiye girmesi Robert
karakterinin eksisi ve eksikliği oluveriyor bi anda.
Eğer
Vera ile birlikte olmasaydı davasında daha haklı kılabilirdi kendini. Fakat
öyle olsaydı bu defa da Vera intikamını alıp öldüremezdi onu. Böylece davasında haklı çıkan, öcünü
almış olan, Robert değil de Vera oluyor. Ve bu, filmin başından beri Vera’nın
Robert’a yaklaşma çabasının bile intikam için olduğunun kanıtı oluyor. Kısacası
Vera’nın kaybettiği derisinin, cinsiyetinin intikamı, filmin geneline hakim
olan Robert’ın kızının ölümü için güddüğü intikamdan çok daha güçlü çıkıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder