12 Ocak 2012 Perşembe

İçinde Yaşadığım Deri-Pedro Almadovar

 

“İçinde Yaşadığım Deri” (La Piel Que Habito) konusunu bilmeden, yönetmeni Pedro Almadovar için tercih ettiğim ve izlediğim diğer filmleri (Konuş Onunla, Volver, Yüksek Topuklar...) gibi kesinlikle pişman olmadan tam aksine heyecan, gerilim ve hayranlıkla izlediğim bir film. Thierry Jonquet’in “Tarantula”  romanından uyarlanan filmde Almadovar insan varlığının, sınırı olan teninin üzerine geçirilmiş plastik bir deriyle sahte bir bene dönüşüp dönüşmeyeceğini, cinsiyet değişse de "ben" denilen kavramın varlığını koruyup koruyamayacağını test ediyor. Ve genellikle tüm filmlerinde vurguladığı cinsiyet kavramını bu defa cinsiyetler arası geçişe taşıyıp farklı bir boyut kazandırıyor. Bu farklı boyuta geçişi de Antonia Banderas’ın muhteşem oyunculuğu ve Elena Anaya’nin çarpıcı güzelliği ile birleştiriyor. Ve tabi Buika’nın eşsiz sesi. Filmde hiç habersiz karşıma çıkınca mutluluğu ve heyecanı yaşattı bana .Böylece “İçinde Yaşadığım Deri” Buika ile daha da özel oldu benim için. Siz de bu özel andan mahrum kalmayın istedim :


Şimdi filmi özetlemeden duramayacağım eğer ben izlemeden hakkında fikir sahibi olmam diyorsanız devamanı şimdilik okumayın derim, ama filmi izledikten sonra mutlaka okuyun ki hem fikir miyiz bi bakalım.
Film başlangıçında bir malikanenin içinde tek bir odada yaşamaya mahkum olan fakat hayatını yoga, pilates ile huzura kavuşturmayı başaran Vera (Elena Anaya) çıkıyor karşımıza, sonrasında da Vera’nın derisi üzerinde deneyler, operasyonlar yapan Dr. Robert (Antonia Banderas). Robert Vera’yı yaptığı deney için kobay olarak kullanmakta ve evinde tutmaktadır. Evi ise sıradan bi ev olmayıp ameliyathaneden, laboratuvara kadar bir çok olanağa sahiptir. Bir de evden ve Vera’dan sorumlu Marilia  var tanıştığımız. Marilia Vera ile iletişimini aynı ev içinde olmalarına rağmen kameralar ve telefonla sağlayıp onun ihtiyaçlarını karşılıyor. Öyle ki Vera’nın yemeği bile odasında bulunan bir asansör ile yollanıyor. Başta bunların Vera’nın derisini koruma amaçlı olduğu düşünülürken aslında işin deneylerden, sağlıktan, tıptan çok daha farklı boyutlarda olduğunu anlamamız biraz zaman alıyor. Bu arada Vera’nın  kendisine giymesi için verilen elbiseleri kestiğini ve Dr. Robert’ın onu, sürekli yatak odasındaki dev ekranından izlediğini görüyoruz. Robert ekrandan izlemenin yanısıra Vera’yı kontrol için odasına gittiği zamanlarda da Vera Robert’a yaklaşmaya çalışıyor. Artık odadan çıkıp onunla birlikte yaşamak istediğini söylüyor. Bu, izleyen herkese aralarında duygusal bi bağ olduğunu düşündürtmeye yetiyor. Fakat bu duygusallıktan çok farklı, bir intikam bağıdır her iki taraf içinde.


Derken Robert’ın evde olmadığı bir gün Marilia’nın kaçak olan oğlu geliyor malikaneye. Ve gelişen olaylar neticesinde annesini bağlayıp Vera’nın odasına çıkıp ve onunla ilişkiye giriyor. Fakat onu Robert’ın eski karısı zannederek, Robert’ın eski karısını estetikle bu hale getirdiğini düşünerek. Tam bu esnada eve gelen Robert adamı öldürüyor. O cesedi imha ederken biz Marilia’nın Vera’ya anllatıklarından öğreniyoruz ki Robert da aslında Marilia’nın oğludur fakar bunu Robert kendisi de bilmemektedir. Yani Robert’ın öldürdüğü adam aslında kardeşidir. Bu detay bana pek önemli gelmezken asıl önemli olan Robert’ın eski karısının bu adamla birlikte kaçmış olması ve kaçarken kaza geçirip yanarak tanınmayacak hale gelmesidir.
İşte buraya kadar sıradan film kurgularını andıran senaryo birden farklılaşıyor ve heyecanlandırmaya başlıyor.  Yapılan geri dönüşle, Robert kazadan kurtardığı karısını evde tedavi etmeye başlıyor. Fakat durum o kadar vahim ki karısının kendisini görmemesi için evde vampirler gibi karanlıkta yaşam başlıyor, aynalar kaldırılıyor. Bir gün, filmin kaderini belirleyen ve o sahnede tanıştığmız Robert’ın kızı Norma ,bahçede oyun oynarken annesinin kendisine öğrettiği şarkıyı söylüyor.  Bunu duyan annesi de bahçeye bakmak için perdeyi açıyor, camdaki yansımasından tanınmayacak haldeki yüzünü ve bedenini görüp balkondan atlıyor ve ölüyor. Malesef ki kızı da tüm olanlara şahit olduğu için psikolojisi bozuluyor.
Burdan sonra film, başlangıçtaki zamandan 6 yıl önceye dönüyor. Robert ve kızı Norma bir partide çıkıyor karşımıza. Robert o gece kızının eve gitmek istemeden ordaki gençlerle birlikte olmasından mutlu oluyor. Derken kızı ve arkadaşları ortadan kayboluyor  ve artık ikinci bölüm başlıyor. İlerleyen saatlerde bahçeye kızını aramaya çıkan Robert önce çalılıkların arasında sevişen gençleri, sonra motorla giden bir genci görüyor ve sonunda kızını, tecavüze uğramış bir halde buluyor. Fakat artık kızı tamamıyle psikolojik dengesini kaybediyor. Ve bir klinikte babasını bile tanımayacak halde tedavi görmeye başlıyor. Fakat çok geçmeden o da annesi gibi camdan atlayarak ölüyor.


Bu arada kızının çevresinde gelişen olaylar yoğunluk kazanırken konu Vera’ya nasıl bağlanacak diye düşünmeye başlıyorum. Fakat Vera olayların baş kahramanıymış da haberimiz yokmuş. Tam bunu düşünürken başka bi sahne daha giriyor araya. Kadın elbiseleri satan bir mağaza, madde bağımlısı bir genç adam, annesi ve orda çalışan eşcinsel bir kız. İşte genç adam parti gecesi Robert’ın kızına tecavüz edenin ta kendisi aynı zaman da Vera’nın da ta kendisi! Şöyle ki Robert kızının ölümünden sonra kızına tecavüz eden genci kaçırıyor ve cinsiyetini değiştiriyor. 6 yıl boyunca Robert’ın gercekleştirdiği operasyonlar sonucunda da Vera artık yeni bir cinsiyete, yeni bir tene, yeni bir deriye bürünüyor. Ama yeni bir benliğe asla...
Buraya kadar Robert’ın intikam düşüncesiyle bunları yapmış olduğunu düşünülürken kendi elleriyle yeni bir cinsiyet kazandırdığı Vera ile ilişkiye girmesi Robert karakterinin eksisi ve eksikliği oluveriyor bi anda.
Eğer Vera ile birlikte olmasaydı davasında daha haklı kılabilirdi kendini. Fakat öyle olsaydı bu defa da Vera intikamını alıp öldüremezdi  onu. Böylece davasında haklı çıkan, öcünü almış olan, Robert değil de Vera oluyor. Ve bu, filmin başından beri Vera’nın Robert’a yaklaşma çabasının bile intikam için olduğunun kanıtı oluyor. Kısacası Vera’nın kaybettiği derisinin, cinsiyetinin intikamı, filmin geneline hakim olan Robert’ın kızının ölümü için güddüğü intikamdan çok daha güçlü çıkıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder