7 Temmuz 2011 Perşembe

Düşlerdeki Uzaklar

Resim yazısı ekle
Siyah giyen adamların devleştiği, müziğin evrenselleştiği bir an...Buna tanıklık eden ise yüzyıllarca birçok dine, sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış olan Aya İrini Kilisesi.

Cenevre Oda Orkestrası'nın düşleri ve uzakları birleştirdiği, genç bir şefin harikalar yaratıp, kırk müzisyenin müzik ziyafeti yaşattığı bir konser "Düşlerdeki Uzaklar"...Mısır Kralı'ndan Hint Okyanusu'nda yaşayan bir Osmanlı Paşasına, Peru'daki bir İnka kızının İspanyol subayla yaşadığı aşktan, Acem prensi Tacmas'ın İran'daki maceralarına ve Amerika'da Fransız ve İspanyol işgalçiler arasında kalan yerlilere uzanan masalların gizemli ve mistitk atmosferin de bir yolculuk sunuyor bizlere.

Orkestranın müzik yönetmeni olan David Greilsammer genç kuşağın en heyecan verici, gözü pek ve vizyon sahibi sanatçılarından biri olarak kabul edilmekte.Öyle ki elinde sihirli bir değnek varmışçasına orkestrasını ve piyanosunu sihirli kılmayı başarıyor.Özelikle Mozart'ın Piyano Konçertosu ile tüm bu övgülerin hakkını da veriyor.

Bu ruhu besleyen düşleri ve insanın umudu olan uzakları birleştiren konseri unutulmaz kılanlardan biri de muhakkak ki Aya İrini Kilisesi'nin muhteşem atmosferi oluyor. Nem kokusunun belki de ilk kez insana rahatsızlık vermeden farklı diyarlara, tarihe götürmesi, her bir sütunun sizi başka bir medeniyetle buluşturması, kilesinin mistisizmi derken bir bakıyor ki insan düşlere dalmış da uzaklardan dönüyor bile...

Link:
Facebook Sayfası


1 Temmuz 2011 Cuma

Temelde İnsan








Dallarında eller açan bir çiçeği kokladığınızı, nöronlardan oluşan bir ormanda serinlediğinizi, beyninizle döl yatağınızın yer değiştiğini düşündünüz mü hiç? Yedi çağdaş sanatçı bunları bizden önce düşünmüş, hayata geçirmiş ve hatta Pera Müzesi'nde bizleri bilim ve sanatın harmanlandığı muhteşem bir seyre çıkarmaya hazırlanmışlar.


Resim yazısı ekle
"Temelde İnsan" isimli sergi çağdaş sanatla nörobilimin güçlü bir bağa sahip olduğunu anlamaya yönelik. Fakat bilimsellikten uzak olanların bile sanatla yakalayacağı sergi herkesin bir parça ilgisini çekecektir mutlaka. İnsan kafalarından oluşmuş bir aksesuar gibi... Serginin en ilgi çekici bu eseri, sanatçının kendi yüz figürlerinden oluşuyor. Ama bir silüet edasında değil aksine her bir noktasından, her bir çizgisinden can bulacakmışçasına. Tıpkı diğer yüz figürlü eserler gibi... Böylece insan bir kez daha varıyor doğanın zenginliğinin, gizeminin, sadeliğinin ve karmaşıklığının farkına.


Tabi Pera'ya kadar gitmişken diğer katları, sergileri dolaşmamak olmaz. İ.C. Karaburcak'ın aydınlıktan karanlığa, morla yeşilin dansına tanıklık etmek, "Oryantalist Resim" sergisi ile Osman Hamdi Bey'in sadece kaplumbağaları değil sırtındaki kabuğu ile aslında kendini de terbiye ettiğini, kendini de onlarla bir gördüğünü keşfetmek...

Haydi iyi keşifler.

Link: